Yarın artık bugündür...
Ne çok şey sığdırdık şu ömrümüze, ne çok yitirdik ve ne çok kazandık! Kendi kuşağımdan Kürtler olarak dünümüze baktığımızda, geleceğin özgür çocuklarına anlatacağımız binlerce kahramanla örülü olduğunu görürüz. Geçmişimiz hep direnmek, bu mazlum halkın onurunu korumak üzerine kurulu iken, bugün itibariyle de gerillanın tarihi yürüyüşüyle başka bir boyut ve anlam kazanmış durumda. O nedenle bugün çok önemli. O nedenle 8 Mayıs’tan itibaren yaşayacaklarımız, yarın ne yaşayacağımızın da habercisi. Çünkü yarına yön verecek olan, bugünden sonra Kürtlerin attığı somut adımlara verilecek yanıtlardır. Yani aslında yarın artık bugündür…
Son yüzyılını hem büyük bedeller ödeyerek ve hem de asla özgürlük mücadelesinden bir an olsun geri durmayarak geçiren Kürt halkı, bugün itibariyle yeni bir mecraya akıtmış mücadelesini. Dolayısıyla, bu tarihi çıkışın anlamını kavramayan olursa, ellerini ovuşturarak bundan başka anlamlar çıkartmaya çalışırsa, fena halde aldanmış olur.
Geçmişimize ne yön vermişse, bundan sonraki geleceğimize de o yön verir.
O yönde teslimiyetin, ihanetin, yozlaşmanın yer asla ve asla yoktur. Tıpkı bir Mayıs sabahı Evin Cezaevinde asılan Şirin, Ferhad gibi son söz olarak, katillere marş okuyarak cevap verenler gibi. Tıpkı diğer binlercesi gibi….
4. ayındayız..
9 Ocak’ta Paris’de yaşanan katliamın üzerinden tam dört ay geçti. Hedef seçilen üç Kürt kadın siyasetçi şahsında, tüm Kürtler ve demokrasi güçleri, gelen “mesajı” iyi aldı. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Özgürlük mücadelesinin tarihiyle özdeş Sakine Cansız’ın ve diğerlerinin, böylesi alçakça yöntemlerle katledilmesi kadar, soruşturma süresince yaşananlar da oldukça önemli. Bir kere, Fransa, bu katliamı tüm yönleriyle, eksiksiz biçimde aydınlatmakla yükümlüdür.
Bugüne kadar tamamı Avrupa’da gerçekleşen Abdurrahman Qasımlo, Dr. Sadık Şerefkendi (Dr. Seid), Fetah Abdullah, Humayun Erdelan ve Nuri Dehkurdi cinayetlerindeki karanlık noktalar aydınlatılmamış durumda. Failler yargılanmamış, adalet yerini bulmamış durumda. Dahası, örneğin, Dr.Seid suikastinin tanıklarına göre cinayetin faillerinden İran’ın eski Almanya Bonn Konsolosu Huseyin Museviyan, şu anda ABD’nin Prinson Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmakta! Ancak Fransa şunu çok iyi bilmeli ki, Kürtler eski Kürtler değildir. Paris suikasti tüm yönleriyle aydınlatılana ve tüm failler hak ettikleri cezayı alana kadar asla ve asla bu işin peşini bırakacak değillerdir. Bunu Fransa’ya bir kez daha hatırlatmak lazım. Aksi takdirde Kürtlerin nazarında tetikçilerle aynı yerde anılırlar…
*
Not: sevgili okurlar, geçireceğim bir ameliyat nedeniyle kısa bir süre aranızda olamayacağım. Görüşmek üzere…
|