Kurdistaninnartaneleri
  Muzaffer Ayata
 
MUZAFFER AYATA
 

Örgütlü topluma dayanma hedeflenmeli

Demokratik atılım ve çözüm sürecinin ilerlemesiyle herşey yeniden düzenleniyor. Bu değişimin tarihsel ve toplumsal kapsamını anlamayanlar ve ayak uyduramayanlar sonunda kaybedenler olacaklardır. Değişimin yarattığı dinamikler ve onu doğru örgütlemek günümüzün en önemli olguları arasındadır.
Türk hükümeti özellikle 2009’dan beri Kürtlerin yasal alanda yükselişini engellemek için tutuklamalara gitti. 2011 seçimlerinden sonra da bunu tırmandırdı. Hedefleri Kürt Özgürlük Hareketini yenmek veya zayıf düşürmekti. Topyekün bir saldırının legal alana yansıması KCK adı altında binlerce insanın tutuklanmasıyla sonuçlandı. 
Kürt Özgürlük Hareketi kitleselleşmeyle birlikte 1990’dan beri legal alanda örgütlenmeye başladı. Ancak devleti yöneten güçler bu alanı hep Kürtlere kapatmak istediler. Kurulan partiler hep kapatıldı. Yönetici kadrolar biçildi. Kendi öz dinamikleriyle gelişmesine izin verilmedi. Yirmi yılı aşan sürede güçlü bir yönetim ve kadro birikimi oluşacaktı. Kendi iç dinamikleriyle taşlar yerine oturacak ve yönetim kademeleri için kadro sıkıntısı yaşanmayacaktı. Ancak legal alanın doğal gelişim göstermesine olanak tanınmadı.
Kürtlerin legal alanda daralmaları, sıkışıp etkisizleşmeleri bir devlet konsepti olarak uygulandı. Diğer partiler hazine yardımı alırken bugüne kadar, parlamentoda grubu bulunmasına rağmen BDP’den bu esirgenmiştir. Israrla dışlanmış, ötekileştirilmiştir. Tüm programlarına ve ısrarlarına rağmen Türkiye partisi olmasının yolu kesilmeye çalışılmıştır.
Devleti yöneten güçlerin tüm saldırı, kapatma ve tutuklama politikalarına rağmen legal alanın Kürtlere kapatılması başarılamamıştır. Kürt Özgürlük Hareketinin direnişi ve açığa çıkardığı potansiyel tüm saldırılara göğüs gererek günümüze kendisini taşırmayı başarmıştır. Günümüzde de örgütlenme ve sürece daha fazla müdahale etme tarihsel göreviyle karşı karşıyadır. İçinden geçtiğimiz süreç herhangi bir saldırı ve ona karşı direnerek yol alma süreci değildir. Gerilla savaşının durduğu, gerilla güçlerinin geri çekildiği günleri yaşıyoruz. Yani silahlı güçler yerine silahsız güçlerin daha fazla öne çıkmasından söz ediyoruz.
Kürt sorunu hala olduğu gibi orta yerde duruyor. Türkiye’nin değişim ve demokratikleşmesi de öyle. Köklü çözüm sağlanmış değil. Girişimler ve niyet belirtme var. Süreç nasıl ilerleyecek, Kürtler haklarını ve kazanımlarını koruyabilecekler mi, Türkiye’ye nasıl bir demokrasi yerleşecek, bu, tamamen yeni dönemdeki güçlerin mücadeleleri sonucu belirlenecektir.
Görüldüğü gibi yasal ve sivil alandaki çalışma ve örgütlenme kapasitesi önümüzdeki dönemin en etkili unsurları olacaktır. Bu açıdan Kürtler ve demokrasi güçleri her zamandan daha fazla bu tarihsel döneme denk bir arayış ve örgütlenme içinde olmak zorundalar. Konferanslar güncel görevler ve kitleleri harekete geçirme dahil hepsinin altının doldurulması için yaygın ve derinliğine bir örgütlenme şart. Örgütlü olmayanlar uzun vadede kalıcı sonuçlar elde edemezler, güncel olarak da başka güçlerin etkisinden kurtulamazlar. 
Yeni dönemin ihtiyaçlarına göre çözüm konferansları, kitle toplantıları ve ittifak çalışmaları sürüyor. Parlamentoda, diğer partiler ve hükümetle görüşmeler ve diyaloglar devam ediyor. Bunaların daha etkili bir biçimde devam etmesi de gerekir. Ancak bunların daha kalıcı ve etkili yürümesi ve sürecin tökezlememesi, hükümetin ve devletin oyalama ve saptırmalarına engel olunması için yaygın ve sağlam bir örgütlenme ağına ihtiyaç vardır. Örgütlü bir halk silahlı veya silahsız haklarını elde edebilir ve koruyabilir.
Yoğun tutuklamalar legal alanda ciddi bir boşluk yarattı ve nitelik düşüşüne yolaçtı. Mevcut haliyle belli bir örgütlenme var. Ancak beklentiler ve görevler de giderek büyüyor. Çok büyük bir potansiyel mevcut. Bu potansiyelin hepsi harekete geçirilebilmiş ve göreve koşullabilinmiş değildir. Birçok çevremiz hala bekle gör halinde. Yönetimden birilerinin gelip onları davet etmesini bekliyorlar. Yönetimlerdekilerin bir kısmı da bunu yapacak yeterlilikte kendisini görmüyor. Yerel darlıklar ve çelişkiler hala kemirici ve engelleyici bir rol oynuyor. Birçok arkadaş mevcut durumdan rahatsız. Şikayetçi ve eleştirici olunmanın ötesine geçemiyorlar.
Eleştirelim, yüklenelim, gerekirse hesap da soralım ama bu tarihsel kavşakta gerekçelere ve sorunlara takılma, teslim olma benimsenecek bir yol değildir. Bu harekete kendisini yakın gören, bir ucundan tutma gücü ve yeteneği olanların harekete geçmesi gerek. Yönetim kademeleriyle tartışarak kendilerini nasıl karacaklarını belirlemelidirler. Geri anlayışlar, kariyer çatışmaları, darlıklar çokça dile getirilebilir. Bunları görmeyelim, tartışmayalım demiyoruz ama onlara takılmadan tarihe doğru cevap olalım diyoruz. Çalışarak, büyüyerek ama düzelterek yürümek de mümkündür. 
Bu hareketin kuruluşundan günümüze kadar sorunlar eksik olmadı. Hep ciddi örgütlenme sorunları yaşandı. Ancak bu sorunlar devrimin ve direnişin önünde engel olarak kabul edilmedi. Sorunlardan korkma yerine onların üzerine gidildi. Sorunlar ve zorluklarla boğuşa boğuşa bugüne gelindi. Bugün de bu önderlikle, bu birikim ve güçle daha iyisinin yapılabileceği kesindir. Örgütlü çalışma dışında başarma ve sonuç alma yolu da yoktur.
 
   
 
kurdistaninnartaneleri.de.tl